Yazar arşivleri: ozzs

Mutlu olan herkes şimdi uyuyor, mutsuz olan herkese selam olsun…

İflas etmiş bir ruh gibiyim, Kalbi kırgınların diliyim, Korku saksılarında, Çiçeklerimi kanla büyütürüm, Ben hep kendini yiyip bitiren, Bir garip adamım, Belki de deliyim…

Artık dün ne haldeysem arkadaşım geldi yanıma. Nasılsın iyi misin ile başladık standart hoş beşimizi yaptık. Ne bu halin dedi. Ruh gibisin dedi. Şaşırdım. Genelde içimde yaşadıklarımı çok yansıtmadığımı düşünürüm çünkü. Neler yaşadığımı bildiği için yine onu mu düşünüyorsun dedi. Evet dedim. Sonra büyük bir merakla nasıl dedi. Bunca zaman geçmesine rağmen nasıl hala bu“Delirmek mi bu?” yazısının devamını oku

Beklentiler insanı yaralar. Hiç sevmeyecek olanı sevmek, hiç kapanmayacak yaralar açar…

Görgülü insanların daha nazik davrandıkları bir gerçek. Görgü kurallarını bilmek, adı üstünde insanı görgülü yapar. Ancak nezaket sadece görgü kurallarını bilmek ve bu kuralları harfi harfine uygulamak değildir. Nasıl pahalı kıyafetler, bir insanı seçkin yapmaya yetmezse, zorunlu görgü kurallarını uygulamak da bir insanı gerçek anlamda nazik yapmaz. Nezaket, bir davranış tarzından öte, bir düşünce biçimi“Nezaket” yazısının devamını oku

Babam artık ne yazık ki yanımda değil. Kanser yüzünden onu kaybettik. Uzun tedavi süreçleri kısa süreli umutlar versede, maalesef sonuç alamadık. Böyle anlar zaman zaman insanın aklına gelse bile, insan aklına geldiği gibi o düşünceleri kovalamayı seçiyor. En azından ben hep öyle yaptım. Kaçınılmazı değiştirmiyor ne yazık ki. İnanılmaz bir şey insanın hayatından bu derece“15 Mart” yazısının devamını oku

Sebebini bilmiyorum ama günlerdir canım börek çekiyordu. Ofise giderken yolumun üstünde sürekli görüyorum o yüzden olabilir. Pazar günü kahvaltısı için Bülent böreğe gittim. Börekleri aldım eve dönerken çok uzun zamandır gitmediğim hatta sanırım en son onunla gitmiştik, hamburgercinin önünden geçtim. Pazar pazar birden tüm anılar depreşti yine. Anılar hep var ama orada ki anım benim“On 7” yazısının devamını oku

Biri size gelip derdini anlattığında o size tekrar konuyu açmazsa “noldu?” “noldu?” Diyerek darlamayın. İnsanları size bir dertlerini açtığı için pişman etmeyin! Hayırdır seni iyi görmedim, bir sıkıntın mı var şeklinde bir soru sorduğunuz halde “hayır” yanıtını alıyorsanız, ısrarla “şöyle bir konu var şeklinde…” başlayan cümleler kurdurtmayın! İnsanlar bazen anlatmak dolayısıyla anlaşılmak ister fakat bazen“Anlatsana noldu?” yazısının devamını oku

En büyük mutluluğum seni tanımadan önce kimseye ‘Seni seviyorum’ dememiş olmak. Seni tanıdıktan sonra hepsi en büyük pişmanlığım olurdu. Öncesi yok, bugün yok, peki gelecek…

Toplumumuzda ve kültürümüzde ‘aşk’ tanımı çok farklı anlamlara gelebilirken her bir bireyin aşkı tanımlaması ve bunu yaşaması da birbirinden farklıdır. Tek bir ortak nokta var ise o da aşkın çözülememesidir. En azından ben kesinlikle çözebilmiş değilim. Belki de aşkı aşk yapan henüz aşkın tam olarak anlaşılamamış olmasıdır. Aşk üzerine birtakım bilimsel veriler mevcuttur. Mesela aşkın“Mutlu Aşk” yazısının devamını oku

Ne çok böyle yaşadım! Hep aynı değişmezlik içinde. Yirmisinde … Otuzunda. Zaman boşuna mı akıyor hep? Yalnız saçlar dökülüyor, dişler düşüyor, kırışıklıklar artıyor. Dışımız değişiyor, iç aynı mı kalır? Kalabilir mi? Niye öyleyse hep aynı insan olduğunu sanırsın? Hem hep değişiyor gibiyim hem de hiç değişmiyor gibiyim. Değişmeyen tek şey yalnızlığım… Dünyanın bütün sabahlarını alıp“Dünyanın bütün sabahları” yazısının devamını oku

Yolumu baya kaybettim. Ne yapacağımı bilemez haldeyim. Yazmak, yaşadıklarımı, hissettiklerimi anlatmaya çalışmak kâfi gelmiyor artık. En kötüsü de bu durum daha ne kadar bu şekilde devam eder bilmiyorum. Bilmemek çok kötü bir şey, insanı pes ettiriyor yaşamdan, hayattan ve belki de tüm geleceğinden. Bütün bu bilinmezliklerin içinde bildiğim tek bir şey var o da ona“Laedri” yazısının devamını oku