Duymuyorum sizi

Sokak lambasının aydınlatmaya çalıştığı kaldırım üzerinde gelip geçen yok bu gece saatinde. Nefes alışverişlerim bile kafamın içinde fırtınalar koparmaya yetiyor. Ortalıkta kuru bir gürültü var beynime saplanan. Düşüncelerimin gürültüsü bu. Her günüm istisnasız aynı artık. Uyuyorum, uyanıyorum yeniden uyuyorum, uyanıyorum kepaze bir yaşam. Sözleri fazla uzatmadan kısa cümleler kurdum bugün yüreğimde haykıran sesleri duymazdan geldim.“Duymuyorum sizi” yazısının devamını oku

Sen benim

Sen benim ilk mutluluğumsun, sen benim ilk nefes alışımsın, sen benim ilk kızgınlığımsın, sen benim ilk kalbimi yerinden çıkaransın, sen benim ilk rüyalarımdan çıkmayansın, sen benim ilk gözlerimi açansın, sen benim ilk uykusuz gecelerimsin, sen benim ilk haykırışlarımsın, sen benim ilk yıldızlara bakarak hayal kurduğumsun, sen benim ilk işte bu dediğimsin, sen benim ilk gözlerimi“Sen benim” yazısının devamını oku

Nasıl bu noktaya geldim

Tüm dünyayı sırtımda taşıyorum sanki. Tek başıma ve yapayalnız. Benim yalnızlığım insanlarla dolu, söyleyecek söz bulamıyorum. Öyle bir sessizlik çöktü ki, bu sessizliğin içine seslenemiyor insan… Üstümü giymeye bile üşenirken, bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? Hem taşısam ne olacak taşımasam ne olacak. Benim bana hayrım yokken kendimden başkasına nasıl faydam olsun. Bu nasıl“Nasıl bu noktaya geldim” yazısının devamını oku

Diyetisyen

Yeni başladığım diyetisyen tam bir fiyasko oldu benim adıma. İnternette arattım eve gidenken yolumun üstünde diyerek gitme kararı aldım. Bana vereceği faydadan ziyade kolaylığa odaklandım. Üstüne üstlük piyasanın iki katı para verdim. Paramla rezil olma deneyimi oldu benim için resmen. Tamamen benim hatam. Daha önceden gittiğim bildiğim ve sonuç aldığım bir diyetisyen ya da çevremde“Diyetisyen” yazısının devamını oku

Can yangını

Akşam olunca lanet bir sancı oturuyor yüreğime. Her geçen dakika daha çok yer kaplamaya başlıyor sanki. Büyüyor daha çok büyüyor. Büyüdükçe ağırlaşıyor, ağırlaştıkça daha çok boğuyor beni. Daha çok darlanıyorum. Sığmaz oldum yere, göğe, eve, en çokta yollara… Yürümek istiyorum ama gidecek yol bulamıyorum. Bağırmak istiyorum çünkü canım yanıyor. Kendimi tuzağa düşmüş vahşi bir hayvan“Can yangını” yazısının devamını oku

Hatırlamak

Bazen yazmak en güzel ağlamaktır sevgili. Bütün kelimeler, kalbinin gözlerinden birer birer dökülürler. İçinden bir ırmak akar gider acılar denizine. Ne kadar çok özlersin de hasretini dindirecek tek bir kelime bile edemezsin, Susarsın. Suskunluk, ateşten bir mühür gibi kapatır dudaklarını. Sözün vardır. Acın vardır. Yaşanmışlıkların vardır. Yalnızlığın vardır. Yokluğun vardır. Fakat bunları söylemeye gücün yoktur.“Hatırlamak” yazısının devamını oku

Kuş bakışı

Varoluşsal sancılarımız sizce kaç yaşından itibaren başlar? Kiminiz 13 diyecektir, kiminiz 22, kiminiz de 30. Kendim için 35 diyebilirim. Birbirinden farklı zamanlara sahibiz, tıpkı birbirinden farklı parmak izine sahip olduğumuz gibi. Hayatta kendimizi çoğu zaman fark etmeden, çoğu zaman da bilinçli bir şekilde derin içsel kavgaların derin deryasına bırakır, hakikati bulma savaşı veririz. Hakikati bulmak“Kuş bakışı” yazısının devamını oku

Dert denilen virüs

Hayat bizi amansızca sıkıştıran, hiç durmadan ruhumuzu acıtan zorlu bir iş gibi. İnsan ruhu hayatın bazı durumlarında incinir. İncinen yerde dert oluşur. Dert, kendi zekası olan bir virüstür. Yerleştiği yerden sürekli bir şeyler fısıldar. Bazen fısıltı yoğunlaşır. Yoğunlaştıkça ruhu yakar. Ruhun sahibi, biraz derdinin karakterine biraz da kendi huyuna suyuna göre bir çare bulur. Fakat“Dert denilen virüs” yazısının devamını oku

Unutulmaz

Asla unutulamaz olan bazı şeyler vardır hayatımızda. Öyle bir yer edinmiştir ki içimizde ve öyle bir iz bırakmıştır ki bizde asla unutamayız. Bulunduğumuz o ilk yerde olmasak da, çok ötelere gitmş de olsak, her yönüyle değişmiş de olsak, sırılsıklam âşık olduğumuz kişiyle birlikte olmayıp da başka biriyle evlenmiş de olsak, çoluk çocuğa karışmış da olsak,“Unutulmaz” yazısının devamını oku

Kaçış rampası

Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor. Her şey öyle kötü ki sanki freni batlak bir şekilde yokuş aşağı gidiyor gibiyim ve yoldan çıkacağım anı bekliyorum. Üstümde sürekli bu stres var. Böyle bir durumda insan ne yapar. İnsanın kaçış rampası nedir? Ya da var mıdır böyle bir şey? Hayatımın en kötü dönemine pandeminin denk gelmesi de ruh“Kaçış rampası” yazısının devamını oku