Yazar arşivleri: ozzs

İnsan doğar ve büyümeye başlar. Şanslıysa güzel bir ailesi olur. İnsanın ailesinin güzel olması çocuk için dünyevi servetlerin en önemlisidir. Nasıl bir ailede büyüdüğünüz neredeyse tüm geleceğinizi şekillendirebilir. Sizde benim gibi şanslı olan çocuklardansanız büyürken dünyadaki bir çok dertten tasadan uzak büyümüşsünüz demektir. Bu sebeple benim çok mutlu bir çocukluğum oldu. Büyürken aklım başıma yetmeye“Servet” yazısının devamını oku

Yarın doğum günün ve bu doğum günü sensiz geçen ikinci doğum günün olacak. Zaman geçsede acın, en olmadık yerde beni yoklamak için tam ortamda gizli gizli duruyor. Sanırım bu hep böylede devam edecek. Birinden ya da radyoda, televizyonda tek bir baba kelimesini duymak dahi inanılmaz etkiliyor. Sen daha çocuk yaşta babasız kalıp, nasıl başa çıktın“Canım Babam” yazısının devamını oku

Kendimi uzun uzun anlatmak ve susmak arasında gidip geliyorum çoğu zaman. Hiçbir zaman tam anlamıyla hissettiklerimi anlatamayacağımı, anlatsam bile anlaşmayacağımı bildiğimden susmayı tercih ediyorum. Hatta içimde biriktirdiklerimi kendime bile anlatamıyorum. Yazıp yazıp siliyorum hep, cümlelerimi toparlayamıyorum. Anlayacağınız susmak sorun. Bir şeyler yolunda değil biliyorum fakat inatla her şey yolundaymış gibi davranıyorum. Bazen düşüncelerim arasında kayboluyorum“Susmak” yazısının devamını oku

Daha ne yapabilirim daha elimden ne gelir dediğiniz nokta aslında tükendiğiniz ve en çaresiz olduğunuz nokta. Tükendiğiniz ve çaresiz kaldığınız o anda düşünmeye başlıyorsunuz. Ben ağzımla kuş tutsam yaranamayacağım diyorsunuz kendi kendinize. Yapabileceğiniz bir şey olmadığını gördükten sonra size düşen gitmek oluyor ve yine siz kötü oluyorsunuz. Hayat devam ediyor diyerek yolunuza bakmaya çalışıyorsunuz ve“Daim” yazısının devamını oku

Kendi adıma dünyanın en stresli 10 gününü atlattım. Biraz olsun bugün kendimi biraz nefes alabilir hissetmeye başladım. Ameliyathane kapısında beklemek sanırım insanı en yoran anlardan. Hastanız ömrüne ömür katmak için ameliyat masasında çabalarken siz de dışarda beklerken ömrünüzden ömür veriyorsunuz. Hele ki benim gibi zihni hiç durmayan ve sürekli en olumsuz senaryolar yazan biriyseniz işiniz“Ömürden ömür” yazısının devamını oku

Tüm yaşamımız, algılarımız üzerine kurulu ve algılarımız çerçevesinde sürüyor. Algılarımız adeta kavşaktaki trafik polisi gibi düşünce, duygu ve davranışlarımıza yön veriyor. Algısal yoğunluk arttıkça insan kendini zamandan öte bir diyarda gibi hissediyor. Bu hissi hayatımda ikinci kez yaşıyorum. İlki babam ameliyata girmeden önce doktoruyla konuştuğumda olmuştu. Doktor “çok zor bir ameliyat olumlu beklentilerinizi azaltın” diyerek“Zorsun” yazısının devamını oku

Bütün doktorlar anneme, çok tehlikeli çocuğu almamız lazım demelerine rağmen annem kesin bir şekilde reddetmiş ve ben doğmuşum. Doğumum annem için çok zor olmuş. Sezaryen olarak doğmuşum ama anneme her saniye işkence gibi geçmiş. Şimdi bile sorduğumda o zamanla alakalı neredeyse her konuşmayı en ince detayına kadar hatırlıyor. Tüm anlattıklarım 28 Şubat 1986 yılında olmuş.“Doğumum” yazısının devamını oku

Hepimiz insanız ve zaman zaman hepimizin yaşadığı olaylar karşısında tesellilere ihtiyacı olabiliyor. Fakat bazı olaylar var ki bu olaylar için kurulan teselli cümleleri insanı bazen olayın kendinden daha fazla üzebiliyor, korkutabiliyor, sinirlendirebiliyor. Düşünün ki böbreğinizde tümör var ve böbreğinizi kaybedeceksiniz. Bunun bir insan üstündeki yıkıcı etkisini yaşamadan, yaşayan kadar anlayamazsınız ama biraz empati yapılabilirsiniz. Hadi“Teselli” yazısının devamını oku

İçinde ki bu boşluk kim? İçindeki sessizliğin inanılmaz rahatsız eden sesi ne? Bir türlü kendini kabul edemeyişinin sebebi ne? Bu, kendinle ettiğin kaçıncı kavga? Kendi kendini nakavt etmekten bıkmadın mı? Kaçıncı yazı bu yazdığın? Kaç tane daha yazsan bitecek sanıyorsun bu yüzleşme? Üzgünüm, bitmeyecek… Savaşlar, kavgalar, kabullenme çabası, hayata her seferinde daha çok tutunmaya çalışman“Kim” yazısının devamını oku

Sahil yolunda yürüyüş yapmak deniz kenarı yerleşim yerlerine özgü bir etkinlik gibi gelir genelde bizlere. Halbuki deniz kenarı olmasa bile göl çevrelerinde de benzer sahil yolları olabiliyor. Bunlara Ankara’dan verebileceğim örnek Atatürk Sahil Yolu. Sanırım oldukça bilinmeyen ama çok güzel bir sahil yolu. Eski hali çokta güzel değildi fakat bir iki sene önceki yenileme sonrası“Sahil Yolu” yazısının devamını oku

Hatasız tek bir insan yok bu dünyada. Önemli olanda hatasız olmak değil zaten. Kanımca, önemli olan hatalı olduğunu kabul edebilmek. İnsan ancak hatalı olduğunu kabul ettiği zaman, varsa bu hataların açtığı yaralara merhem olabilir. Gün gelir kabul etmediğiniz bir hatanız en çok sizin canınızı yakar. O sebeple asla hatalarınızdan kaçmayın. Özür dilemesini bir eksiklik olarak“Hata” yazısının devamını oku

Çok ama çok mutsuzum bir o kadar da acı çekiyorum. Mahvolmuş bir vaziyette her şeyimi kaybetmiş gibi hissediyorum. Yeri geliyor hüngür hüngür ağlıyorum. Zaman zamanda ölmek istiyorum. Ben tüm bunları yaşarken görüyorum ki dünya dönüyor, güneş her zamanki ihtişamıyla doğmaya devam ediyor. Hayat kendime gelmemi beklemeden akıp gidiyor ve zaman gözümün yaşına bakmıyor. Yaşlı gözlerimi“Nefes” yazısının devamını oku