Gün geçmiyor ki içimden, hayata yeni bir tanım yapmayayım. Zihnen yorulduğumda uzun uzun yürüyüşler yaparak zihnimi boşalmaya çalışıyorum ve bu aralarda da düşünüyorum. Yeni tanımım: Olmayacak olana alışmaya çalışmak. Evet, an itibarıyla hayat benim için bu. Hepimizin hayalleri ve istekleri var ve bu hayallerin ve isteklerin ne yazık ki bir çoğu gerçekleşmedi ya da asla gerçekleşmeyecek. Bizlerde sürekli kendimizi buna alıştırmaya çalışıyoruz. Kendimden örnek verecek olursam, ben buna çok ama çok direndim. En basitinden geçen hafta benim için çok zordu. Bu blogu açma sebebim olan anıların yıl dönümüydü. Unutmak ve artık hatırlamamak için her şeyi yaptım ama olmuyor. Ne anıları ne de anıları yaşadığım kişiyi unutamıyorum. Hatta hayat benimle dalga geçer gibi beni onun 20 metre ötesine götürdü. Camdan bakmam yetiyor. Sonuç olarak, ne kadar sert olursak olalım hayat bizi yumuşatmayı biliyor ya da ne kadar yumuşak olursak olalım bize sert olmayı öğretiyor, hayat dengede ustalaşma yani olmayacak olana alışmak demektir…