Onun yokluğunun sebebini anlatamıyorum kendime. Onu görmek isteyen gözlerime sinir oluyorum, onu düşününce çarpan kalbime düşman oluyorum. Onun yüzünden kendimle kavgalıyım ama kader diyerek gün geçirmeye çalışıyorum. En ince kıvrımına, en ince ayrıntısına kadar ezberimdeki o küçük ellerine ne çok yakışıyor beyaz ojeler, kalbimi yumuşatıyor pamuk gibi. Öte yandan, doğayla buluştuğu anda kendini buluşu ve yüzündeki gülücüklerin ilk şahidi olamamak… Neyse ben yine evime dönüyorum, sırtımın kamburu evime, cılızlığımın görkemli korunağına, yalnızlığımızın kalesine…