Dünyanın kendi etrafında her dönüşü sonrasında ömrümüzden bir günü tüketiyoruz. Her tükettiğimiz gün bize; yeni hisler, yeni anılar, yeni bakış açıları, yeni mutluluklar, yeni acılar ve sayamadığım bir sürü yenilikler bırakıyor. Son iki yılda tükettiğim günlerin bir çoğu bana acıdan başkasını bırakmadı. İnsan bu kadar uzun süre sanki tüm dünya ona karşıymış gibi yeni yeni acılarla boğuşunca sanıyor ki bir süre sonra onun canını yakabilecek bir acı kalmayacak. Fakat öğrendim ki her yeni gün kadar acı olasılığı var. Çok değil bir dakikalığına gözlerinizi kapatıp her geçecek günün size bir acı bırakacağını hayal edin. Ürkütücü değil mi? Şu günlerde yaşadığım tam olarak bu! Eninde sonunda olacak olan oldu ama ne kadar zaman geçmiş olursa olsun bende ki etkisi çok büyük oldu. Sevdiğim kadın başka bir adamı seviyor, onun elini tutuyor, onun gözlerine bakıyor, onunla gülüyor, hayatı artık onunla. Ve bu durum beni resmen içten içte tüketiyor. İnsan böyle bir durumu nasıl aşar hiç bilmiyorum. Daha önce hiç bu kadar sevmedim. Daha önce hiç bu kadar sevdiğim birini kaybetmedim. Daha önce hiç sevdiğim kadının başkasıyla olmasına şahit olmadım. Umudum tükettiğimiz günlerde. Zamandan başka beni bu acıdan kurtaracak bir şey ben bilmiyorum. Daha çekilecek acılarım var anlaşılan…