Viraj

Bugün kardeşimin doğum günü ona pasta almak için dışarı çıktım. Çıkmışken biraz arabayla turlamak istedim. Niyetliyken, bilhassa haftasonları gün bitmek bilmiyor. Araba kullanmayı, alıp başımı gitmeyi seviyorum dolayısıyla benim için hoş vakit geçirmelik bir aktivite oluyor. Arabayla giderken geçtiğim bir yol beni bundan tam yirmi sene öncesine götürdü. Sanki zaman makinesiyle o ana gitmiş gibi oldum çünkü her şeyi en ince detayına kadar hatırlıyordum. Bizim buralarda çok sevdiğim bir viraj vardı. Bu virajda limitleri zorlardım. 16 yaşında yaptımlarımı bugün hala hangi akılla yaptığımı anlamıyorum. Ailem bana her konuda inanılmaz derecede güvenirdi. O sebeple istediğim her şeyi yapma konusunda elim çok kuvvetliydi. Hem bu güven hem de çocukluk birleşince ortaya bu saçma haraket çıktı. Bu viraja her geldiğimde hızımı biraz daha arttırır ve en yüksek hangi hızla buradan dönebileceğimi anlamaya çalışırdım. Saçmalık şu ki böyle gidersem eninde sonunda bu virajdan dönemeyecektim ama çocukluk aklım bunu zerre düşünmüyordu. Bugün bu viraja yine girdim ve beni 20 sene öncesine götürense 50 km hızla giderken frene basıp yavaşlamam oldu. Çünkü benim için kırılma noktası olan gençlen bu viraja son giriş hızım 130 km hızdı. Çocukluk aklıyla 130 km hızla girdiğim viraja bugün 36 yaşımda 50 km ile girerken frene basıyordum. Tam o an düşünmeye başladım. Acaba değişen neydi. Bütün gün aklımda buna kafa yordum sanırım sakinliğim dışında değişmeyen tek bir şey bile yok. O viraja son girdiğimde arabanın kontrolünü kaybettim ve yolda 5-6 kez döndükten sonra ters bir şekilde yolun ortasında durdum. Şanslıydım ki arkamdan kimsecikler gelmiyordu. Yolda defalarca dönmüş olmama rağmen aracı istop dahi ettirmemiştim hemen aracı düzelttim ve hiçbir şey olmamış gibi ilerlemeye başlamıştım ki gözüm yanımdaki arkadaşıma ilişti. Şoka girmiş ve zangır zangır titriyordu. Aracı kenara çektim, dışarı çıktık, sanırım arkadaşım ilk 10 dk tek kelime etmedi kendine gelmesi yaklaşık 30 dk sürdü. Bense hiçbir şey olmamış gibi duruyordum. Sakinlikten kastım buydu. Bugün bende değişmeyen ve ilk günkü gibi kalan tek özelliğim bu. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur dedikleri benim için geçerli değil ya da bu söz külliyen yalan. Kıssadan hisse, hayata karşı direnmek imkansız hepimiz her geçen gün değişiyoruz. Önemli olan kendimizi, hayatımızı güzel irdeleyip bize olumlu olacak yönde değişmek en faydalısı. Limitlerinizi yoldan çıkmadan görebilmeniz dileğiyle…

Yorum bırakın