Öyle güzel atasözlerimiz var ki günlük hayatımızla iç içe olduklarından bol bol kullanıyoruz, fakat anlamları üzerine pek kafa patlatmıyoruz. Hâlbuki tüm sözler sayısız yaşanmışlıkların deneyimleriyle geliyor bugünlere. Biraz kafa patlaksak belki bir çok problemi yaşamadan kurtulacağız.
Bu kadar sorgulamama sebep olansa artık kendimi keskin sirke olarak görmem. Bağırıp, çağırmadığım, vurup kırmadığım için kendimi öfkeli biri olarak görmedim hiç. Başkalarına karşı neredeyse hiç öfke belirtisi göstermedim. Fakat, geldiğim noktada keskin sirkeleri koyacak küp kalmadı. Hep içime ata ata eridim, bittim tükendim. Öfke kadar gereksiz olup ama bizlerin bu kadar sarıldığı bir başka duygu da yok sanırım. Ne kendim ne de kendimden başka birinin öfkesi sayesinde bir kazanç elde ettiğini görmedim. Sonuç her zaman zarar. Öfke başta haklılık duygusuyla çok kısa süreli bir rahatlık verebilir. Emin olun sonu hep pişmanlık.
Düşünce yapısını değiştirebilen ve öfkenin etkilerinden kendini koruyabilen insanlar gerçekten çok erdemli insanlar. Pişmanlığın bize uğramaması ve erdemli olabilmek umuduyla…
Öfke insanı atılgan kılabilirse de gücünü, insanın kendisini sevemesinden alır.
Descartes