Dünya kendi başına garip ve bir o kadar da nankör. Seni o masmavi denizlere, gökyüzüne aşık eder ama sonra kapkara toprak altında çürütür. Ben daha yaşarken sanki girdim o toprağın altına. Her geçen gün bedenimi çürütmesede sanki ruhumu çürütüyor. Yalnızlığın o içimi ürperten korkunç soğukluğu bile bu çürümeye engel olamıyor. Belki de ruhumla birlikte benimde çürürse biraz olsun geçer bu acı. Kabir ne olacak. Kabir koscocaman bir bilinmez. Orada bizi neler bekliyor kim bilir. Üstü böyle acıtıyorsa altı neler neler yapar. Yarınları kimse bilemez ama bugün bu kadar can acıtmak zorunda mı?