Hiç üstünüzde taşımaya gücünüzün yetmediği kadar çok yük taşıyormuş gibi hissettiniz mi? Ben çok hissettim. Fakat bu yükler bu güne kadar hep geçiciydi. Son zamanlarda ne yaparsam yapayım bırakın o yükün ağırlığının azalmasını her geçen gün arttığını hissediyorum. Her gece yatarken bir umutla gözlerimi kapatıyorum, sabaha belki biraz rahatlarım diye ama her sabah gözlerimi açtığımda aklımda yine aynı kişi, aynı düşünceler. Hani zaman ilaçtı. Zaman bana ilaç olmaktan çok zehir sanki. Zaman neden benim yükümü hafifletmiyor. Zaman neden benim yüküme yük ekliyor.
Yaşadığımız her şey bizler için bir sınav bir sınanma bir test. Ve Allah kuluna taşıyamayacağı yükü vermez derler. Eskilerin telkin sözü belki de çünkü bu yük bana artık çok ağır geliyor. İki gece önce Kadir gecesiydi. Bin aydan kıymetli bir gece. Önce babam için sonra kız arkadaşım için dua ettim. Bir umutla. İçinde bulunduğum durumda teslimiyetten başka yapabileceğim bir şey yokmuş gibi hissediyorum.
Artık bir gün olsun düşüncelere daldığımda ağlamamak istiyorum. Sürekli uclarda yaşıyormuş hissinden kurtulmak istiyorum. Düşüncelerimin yükünü artık taşıyamıyorum. Ne yapmam gerek ya da ne yapmamam gerek? Yanıtı olmayan sorularla doluyum. Eskiden yazmak biraz rahatlatıyordu. Sabah sabah çok yoğun uyanınca oturdum yazdım ama değişen bir şey yok. Yüklerim aynı ağırlığıyla sırtımda. Gönlümün yükünü kaldıramıyorum…
En ağır yük insandır insana. Kimi duygusuz bırakır seni, kimi de uykusuz.