Hayat sermayesi

Günler geçiyor. Takvim sayfaları teker teker azalıyor. Her geçen gün farklı bir farkındalık yaşıyoruz. Yazarının hayat olduğu kitabı okumak yaptığımız, yaşamak ve hiç bitmez bilmeyen bir öğrenme süreci. Bu öğrenme süreci bir yandan da sınamaya ve test etmeye devam ediyor. Bir süre sonra insanı yaralamaya başlayan sınamalar ve testler bunlar. Her biri sanki öldürmeyen sinsi bir ok gibi gelip saplanıyor kalbin en orta yerine. Öldürmüyor ama açtığı yaraların çareside yok. Hayat bizi her gün yaralıyor, kirletiyor ve biz buna büyümek, olgunlaşmak diyoruz.

Bu yaşıma kadar okuduklarım, sınanmalarım, testlerim bana öğretti ki insanın kalbini bir tek sevgi iyileştiriyor. Kalbin tek merhemi sevgi. Bir kişi çıkıyor karşına, gönül gözün açılıyor, hayatın sesini duymaya başlıyorsun ve bir bakmışsın tüm yaraların iyileşmiş. İşte o zaman başlıyorsun gerçekten yaşamaya. Gelen nefesini alıyor ama kalbini iyileştiriyor. Kalp birlikte atıyor artık ve tüm sınamalar ve testler için daha güçlüsün.

Merhemimdin. Oklara karşı korunağımdın. Her şeyimdin… Şimdi merhemsiz, korunaksız paramparça bir kalbim… Bilirim ki dünya geçici bir misafiranedir. Hepimizin hayat sermayesi ise tek bir kefendir. Giderken benimle gelecek tek varlığım, paramparça kalbimdir…

Yerden yere vurmak, yardan yâre tutulmak değildi aşk. Yer yerinden oynasa da yâr’i yürekten oynatmamaktı aşk…

Yorum bırakın