Sokaklara fırlıyorum sürekli. Sokaklar da dar geliyor. Tıpkı vücudumun yüreğime dar geldiği gibi. Ne denizin mavisi açacak gibi içimi, ne pırıl pırıl gökyüzü. Kendimi taşıyamayacak kadar çok büyüyorum, bir yandan da kaybolacak kadar küçülüyorum. Birileri bana bir şeyler anlatıyor durmadan. “Önemli olan sağlık.” “Yaşamak güzel.” “Boş ver.” Ben hiçbirini duymuyorum. Göz yaşlarımdan etrafı göremez hale gelsemde. “Ölüme çare bulundu” ya da “Yarın kıyamet kopacakmış” deseler başımı kaldırıp bakacak dermanım yok. Hem yalnız kalmak istiyorum. Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak. Sürekli düşünüyorum. Ama kötü anıları atlayarak. Onunla geçtiğim yerlerden geçmek, gittiğimiz yerlere gitmek istiyorum… Sonra başa dönüyorum, sokaklara fırlıyorum.
Boş ve ıssız sokaklar şimdi… Çiseleyen yağmur damlaları, biraz soğuk, biraz ıslak ve çokça sen…