Ne çok böyle yaşadım! Hep aynı değişmezlik içinde. Yirmisinde … Otuzunda. Zaman boşuna mı akıyor hep? Yalnız saçlar dökülüyor, dişler düşüyor, kırışıklıklar artıyor. Dışımız değişiyor, iç aynı mı kalır? Kalabilir mi? Niye öyleyse hep aynı insan olduğunu sanırsın? Hem hep değişiyor gibiyim hem de hiç değişmiyor gibiyim. Değişmeyen tek şey yalnızlığım…
Dünyanın bütün sabahlarını alıp gitmek istiyorum buralardan. Bu ıssız beni benle kısaca onsuzlukla yüzleştiren geceler burada kalsın. Belki o zaman biraz olsun nefes alırım. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır.
Evrenin en standart kuralı, bir şeye ne kadar muhtaçsan o seni asla bulmaz…