Haklı olmak

Şimdi size bir soru soracağım “mutsuz” olacağınızı bile bile “haklı olmak” ister misiniz? Bunu daha açık sormak gerekirse, iddia ettiklerimizin savunduğumuz konular sonunda hayatımızda çok önemli yer tutan insanları kaybetmek varsa “haklı olmak” ister misiniz?

Herkes haklı olmak ister. “Ben demiştim” diyebilmek ya da en azından öyle düşünmek, bir tartışma veya çatışmanın kazananı olmak tatmin edici, gurur okşayıcı olabilir. Başkalarının hatalarını yüzlerine vurmak anlık bir keyif ve tatmin getirebilir, kişi adeta onlara yanlış olduklarını söyleyerek omuzları üzerinde yükselir. Peki bu haklılık insanı mutlu eder…mi acaba?

Özellikle de insanın kırılgan ve kendisine karşı güvensiz hissettiği durumlarda dışavurulan haklılık isteği, adeta başkalarını ezerek kendi özgüvenini kuvvetlendirme, üstünlük kazanma çabasıdır. Kişi bunu yaparken fiziksel olarak değilse de psikolojik olarak saldırgan davranışlar da gösterebilir.

Tüm bunlara bakarak haklılık peşinde koşanların daha mutlu olduğu, tam bir şehir efsanesi diyebiliriz. Bilakis, sürekli kendini kanıtlama ve son sözü söyleme çabası oldukça yorucu ve yıpratıcı olabilir. Kişi iç huzuru bulmakta zorlanır, çevresiyle ilişkilerine zarar verebilir. Böylece sahip olduğu geçici üstünlük duygusuyla zirvede yalnızları oynaması yüksek bir olasılık haline gelir.

“Peki” diyebilmenin dayanılmaz bir hafifliği var. Denemenizi tavsiye ederim. Haklı olmak ya da olmamak umrumda değil, benim oyum mutlu olmaya…

Elbette, bizim haklı olmamız için bir başkasının haksız olması gerekir; bu yüzden egomuz hep başkalarını haksız çıkarmaya çalışır.

Eckhart Tolle

Yorum bırakın