Zaman akıyor ve öyle hızlı akıyor ki, farklı boyutlar oluşturuyor zihnimin içinde. Akrep ve yelkovan ile birlikte, aklımdaki düşünceler de sonsuzluğa akıyor. Tuhaf düşünceler silsilesi, yalnızlığımın mütemadi tenhalığıyla alay edercesine kafamı kurcalamaya devam ederken, akıp giden zamanla birlikte zamanda yol alan sıradan birisi olduğum aklıma geliyor.
Gözlerim odamdaki loşluğun içinde kendini belli eden kitaplığımın cam yansımasında gördüğüm benliğime ilişirken, uzandığım yatağın sıcaklığının bedenimdeki yayılışını hissedebiliyorum. Fakat asıl hissettiğim; düşüncelerim sis bulutu gibi etrafımı sararken, saatin ritmik tik taklarıyla müthiş bir ahenk ile beraber boşluktaki yolculuğum başlıyor. Yansımadaki ben “buradasın” dese de aslında hissettiğim koskocaman bir boşluk.
Doğduğum günden bu yana maceralarla ilerlediğim bu boşlukta, çok istediğim her şeyden uzaktayım. Bu boşlukta bir hiçim!
Özlem, her şeyi kaplayan boşluktur.
Oruç Aruoba