İçsel Çığlıklar

Çektiğiniz acının, sıkıntının ve içsel yaşantının dile gelmediği, söze ve davranışa dökülmediği anlarınız ve anılarınız olabilir. ‘Kimseden yardım istemiyorum’ diyerek, içinizde saklı tuttuklarınızı yaşamayı tercih ederek bir secim yaparsınız. Bu seçimi; içsel hayatınızı dile getirmedeki zorluklarla, anlaşılmama duygusuyla, korkularınızla, deneyimlerinizle yaparsınız. Bazen sadece susmak istersin. İçindekileri anlatmaya nefesin yetmez, yorulursun. Söylesen de kimse dinlemez zaten. Bunu fark ettiğinde başlar asıl suskunluğun. Sözler yerini sessiz çığlıklara bırakır.

Sessiz çığlıklar, belki bir yakarış, belki bir yardım isteği, belki anlaşılma beklentisi, belki de hayatın ağırlığının artık taşınamaz hale gelmesi.

Sessiz çığlıklarını birinin duymasını istersin. Oysa sen bile kulak vermezsin, veremezsin o seslere. Haykırışların bir işe yaramadığını düşünürsün, sessizce dinlersin içindeki fırtınaların fısıltılarını. Acılarında bulursun huzuru. Yaralarını kendin sararsın. Gözlerindeki ışık söner yavaşça, hissizleşirsin… Sessiz çığlıklar atmaktan ruhunuz sesi kısılmış gibi hissedersin.

Ne zor şey ağlarken gülmek. Nasılsın sorusuna yanıt aramak. Adet olan iyiyim yanıtını bile verirken boğazın düğümlenmesi…

.

.

.

Çünkü, iyi değilim ve sırf geçiştirmelik dahi olsa iyiyim demek gelmiyor içimden.

Anlatılması çok zor bir duygu içimde ki…
Her harfi,
Her kelimesi,
Ve her cümle, 
olduğundan ya çok yetersiz, anlamsız
ya da fazlasıyla karmaşık bir hale getiriyor 
söze dökemediklerimi…

Birgün konuşmayı aklımdaki her sözcüğü unutmak, 
sadece susmak isterken…
Birgün susmayı unutmak, 
dünyadaki tüm sözcüklerle konuşmak istiyorum…

Hiçbir söz yetmiyor, beni bana anlatmaya…
Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim…
Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler o hüzüme, acılarıma, döküleceğim parça parça…

Sanki bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik…
Acısı çıkıyor sustuklarımın, konuşamadıklarımın…
Oysa ben çok iyiyim görünürde…
Anlamını içime çeke çeke,
erişemiyorum o huzura ve mutluluğa…
Ya hep ben fazla geldim, 
ya da hep bir şeyler eksik kaldı bu hayatta…
Şimdi iyi olan ne varsa, 
üzerine çizgi çekemediğim 
kırgınlıklar sarıyor dört bir yanımı…

Ve ben;
Korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde…

Böyle hissetmeye sebebim yok,
Belki de çok…

Biliyorum;
Ben bile kendimi anlayamıyorken, 
anlaşılmayı beklemek, 
Hayalden de öte…

Ben, bu aralar herkes gibi;
kendimi, görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum…

.

.

.

Sonuç olarak ben bazen iyi değilim, evet evet iyi değilim…

Hiç bir canın acısı, sеnin acından az dеğildir.

Yorum bırakın