Zihin

Zihin denen şey çok acayip, sen ayağa kalkmaya çalışırken seni yaka paça çekiştirip, olduğun yere sermeye çalışıyor. Unutmaya çalıştıklarını hop önüne çıkarıyor. En fenası da öyle bir senaryo yazıyor ki…

Zihin üzerine çok şey okudum. Zihnimizin aslında bize nasıl işkence ettiğini, olmadık şeyleri nasıl da olmuş gibi hissettirdiğini ve bunun köklerinin aslında evrimsel psikolojiye dayandığını…

Çok yakın bir tarihte zihnimle büyük bir cebelleşmeye girdim. Şansa bak ki hayatımın çok da zor bir döneminden geçiyorum. Nefes alamıyorum, insanlar yeni yılı mutlu mesut karşılarken ben manik halde koridorlarda volta atıyorum, içimden kan çekiliyor sanki. Aylarca, günlerce kendime işkence çektirdikten sonra baktım olmuyor, unutmak insanın bir seçimi değil, pes ettim. Tamam dedim hadi gelin, ne olacaksa olsun.

Bariz bir şekilde pes etmiş ve zihnime kendimi teslim etmiş bir durumdayım. Eskiden dostlarımla dertleşmek, uzun yürüyüşler yapmak, atlayıp arabaya alıp başımı gitmek gibi çözümlerle kendimi kontrol edebiliyordum. Şimdi bunların hepsi beni başladığım noktadan öteye götürmüyor.

Belli ki evrimsel psikolojide oldukça sorunlarım var. Tedavi olabilecek gücü kendimde bulabileceğim günü dört gözle bekliyorum.

Zihnimden bir saniye bile beni terk etmeyen düşüncelerle daha ne kadar bu şekilde devam edebilirim hiç bilmiyorum…

Güçsüzlük dayanılmaz bir acıdır; işkence aşılamaz.

Richelle E. Goodrich

Yorum bırakın