Benim gibi kendini yalnız, üzgün ve boşlukta hisseden insanların ruh haline denmiyor depresyon. Çok daha ciddi bir durum. Zihni ele geçiren bir bakteri gibi, teşhis konup tedavi edilmezse öldüren cinsten bir hastalık. Ama günümüzde, özellikle Türkiye’de hâlâ depresyondaki insanlara “çık biraz hava al, eşini, dostunu” ara tavsiyesi verilirken, can sıkıntısından, yas acısından, ayrılık sızısına ya da benim gibi hepsini birden yaşayanlara cart prozac reçetesi yazılabiliyor.
Bu anti-depreseyan ilaçlara dair söylenecek çok söz var. Depresyondan intihar eden insanların çoğu anti depresan kullanmaya başladıktan kısa bir süre sonra intihara karar veriyorlar. Bu yüzden gelişmiş psikyatri kliniklerinde kronik depresyon, manik depresyon vs gibi rahatsızlıklardan yatan hastalar, anti depresan aldıkları ilk aylarda çok sıkı doktor kontrolü altında tutuluyorlar.
Depresyonda iken karanlık düşünceler aklından geçiyor ama aklından geçenleri hayata geçirmeye gücün yok. Bütün gün yatıyorsun zaten. Anti depresan almaya başladıktan sonra ise karanlık düşünceler hâlâ aklında ve artık onları gerçekleştirecek enerjiyi kendinde bulabiliyorsun.
Olay ilaçları karalamak değil, sadece dikkat edilmesinin gerekli olduğu…
Hepimizin düştüğü günler vardır. Kendimizi keyifsiz ve moralsiz hissettiğimiz günler olabilir. Ben şahsen depresyonda bir gün geçireceğime, keyifsiz günlerden oluşan bir hayat yaşamayı tercih edebilirim…
Eğer depresyonda olduğunuza inanıyorsanız kesinlikle yardım alın. Sağlıkla kalın!
Herkes senin nasıl göründüğünü bilir; çok az insan nasıl olduğunu hisseder.
Machiavelli