AŞK’ın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır, merkezinde,
ya da dışındasındır, hasretinde…
Yazıma beğendiğim bir Elif Şafak alıntısıyla başlamak istedim. Aşk, üzerine yazmak için oldukça zor bir konu. En azından benim için öyle. Yaşamak bile o kadar zorken, bu zorlukları kelimelere dökmek işleri daha da zorlaştırıyor.
Kelimelerin hayatımız üzerine olan etkisi bizim tahmin ettiğimizin çok üstünde. Örnek verecek olursak, beynimiz adını bilmediği bir rengi dahi göremiyor. Bu nasıl mümkün olabilir dediğinizi duyar gibiyim. Himba yerlilerinin alfabesinde mavi rengini ifade eden bir kelime olmadığını öğrenen bilim insanları, Himba yerlilerinin mavi renkli objeleri, mavi renkli olmayan objelerle birlikte gösterildiğinde ayırt edemediklerini fark etmişler. Bu çok basit deney aslında kelimelerin hayatımızı nasıl etkileyebileceğini gösteriyor.
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Mevlana
Kelime anlamına baktığınızda basit manada bir kişiye karşı duyulan aşırı sevgi diyebiliriz. Lakin aşkın anlamını bilen kimse aşkı böyle tanımlamaz. Aşk mutluluktur, acıdır, kahkahadır, gözyaşıdır, kavuşmaktır ve bazen sadece buzlu bir bademdir.
En önemlisi Aşk nasip işidir hesap işi değil. Aşk adayıştır arayış değil. Aşk vazgeçmektir, kimine göre gidenden, kimine göre kendinden…
Aşk kırgın olduğunu unutup özlemektir…
Herkese aşkın tam ortasında olduğunuz günler dilerim…